Temyiz Karar Detayı
Kamu İdaresi
Belediyeler ve Bağlı İdareler
Yılı
2020
Daire
4
Dosya No
52312
Tutanak No
56622
Tutanak Tarihi
27.03.2024
Konu
Çeşitli Konuları İlgilendiren Kararlar
KARAR
Konu: Belediye bütçesinden Derneğe nakdi yardım (bağış) yapılamayacağı hk.
1 – 83 sayılı İlamın 1’inci maddesiyle; Belediye bütçesinden 2020 yılında, ... Derneği’ne toplam ... TL nakdi yardım (bağış) yapılması suretiyle oluşan kamu zararının, sorumlularına ödettirilmesi kararı verilmiştir.
Dosyadaki mevcut bilgi ve belgelerin okunup incelenmesinden sonra,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
83 sayılı İlamın 1’inci maddesiyle; Belediye bütçesinden 2020 yılında, ... Derneği’ne toplam ...-TL nakdi yardım (bağış) yapılması suretiyle oluşan kamu zararının, sorumlularına ödettirilmesi kararı verilmiştir.
A – Konunun esası ile ilgili mevzuat
a) Anayasa hükmü ve personel rejimi ile ilgili düzenleme
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “D. Kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler” bölümü “1. Genel ilkeler” başlıklı 128’inci maddesinde;
“Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.
Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. (Ek cümle: 7/5/2010-5982/12 md.) Ancak, malî ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır.
…” hükümleri,
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “İstihdam şekilleri” başlıklı 4’üncü maddesinde;
“(Değişik: 30/5/1974-KHK-12; Değiştirilerek kabul: 15/5/1975-1897/1 md.) Kamu hizmetleri; memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürülür.
A) Memur
Mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu Kanunun uygulanmasında memur sayılır.
Yukarıdaki tanımlananlar dışındaki kurumlarda genel politika tespiti, araştırma, planlama, programlama, yönetim ve denetim gibi işlerde görevli ve yetkili olanlar da memur sayılır.
B) Sözleşmeli personel
…
C) (Mülga)
D) İşçiler
…” hükmü,
Aynı Kanun’un “Dört istihdam şekli dışında personel çalıştırılamayacağı” başlıklı 5’inci maddesinde ise;
“(Değişik: 23/12/1972-KHK-2/1 md.) Bu Kanuna tabi kurumlar, dördüncü maddede yazılı dört istihdam şekli dışında personel çalıştıramazlar.” hükmü yer almaktadır.
b) Dernek ve benzeri tüzel kişilere Belediye bütçesinden nakdi yardım (bağış) yapılması ile ilgili olan muhtelif düzenlemeler
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Bütçelerden yardım yapılması” başlıklı 29’uncu maddesinde;
“Gerçek veya tüzel kişilere kanuni dayanağı olmadan kamu kaynağı kullandırılamaz, yardımda bulunulamaz veya menfaat sağlanamaz. Ancak, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçelerinde öngörülmüş olmak kaydıyla; kamu yararı gözetilerek dernek, vakıf birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekküllere yardım yapılabilir.
Bu yardımların yapılması, kullanılması, izlenmesi, denetlenmesi ve kamuoyuna açıklanmasına ilişkin esas ve usuller Maliye Bakanlığınca hazırlanarak Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” hükmü,
5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun “Yardım ve iş birliği” başlıklı 10’uncu maddesinde ise;
“Dernekler, tüzüklerinde gösterilen amaçları gerçekleştirmek üzere benzer amaçlı derneklerden, siyasi partilerden, işçi ve işveren sendikalarından ve meslekî kuruluşlardan maddî yardım alabilir ve adı geçen kurumlara maddî yardımda bulunabilirler.
5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun hükümleri saklı kalmak üzere, dernekler kamu kurum ve kuruluşları ile görev alanlarına giren konularda ortak projeler yürütebilirler. Bu projelerde kamu kurum ve kuruluşları, proje maliyetlerinin en fazla yüzde ellisi oranında aynî veya nakdî katkı sağlayabilirler. (Ek cümle: 18/2/2009 — 5838/7 md.) 4857 sayılı İş Kanunu’nun 30 uncu maddesi çerçevesinde engellilerin ve eski hükümlülerin mesleki eğitim ve mesleki rehabilitasyonu, kendi işlerini kurmaları, engellilerin iş bulmasını sağlayacak destek teknolojilerine ilişkin projeler ile benzeri projelerde bu oran aranmaz.” hükmü,
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun, 75’inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde;
“(Değişik: 12/11/2012-6360/19 md.) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu yararına çalışan dernekler, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınmış vakıflar ve 7/6/2005 tarihli ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu kapsamına giren meslek odaları ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebilir. Diğer dernek ve vakıflar ile gerçekleştirilecek ortak hizmet projeleri için mahallin en büyük mülki idare amirinin izninin alınması gerekir.” hükmü,
Aynı Kanun’un 6360 sayılı Kanun ile eklenen son fıkrasında (Ek fıkra: 12/11/2012-6360/19 md.);
“5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 29’uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi ile 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 10 uncu maddesi; belediyeler, il özel idareleri, bağlı kuruluşları ve bunların üyesi oldukları birlikler ile ortağı oldukları Sayıştay denetimine tabi şirketler için uygulanmaz.” hükmüne yer verilmiştir.
17.07.2006 tarihli ve 26231 sayılı Resmî Gazete’ de yayınlanan Dernek, Vakıf, Birlik, Kurum, Kuruluş, Sandık ve Benzeri Teşekküllere Genel Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerinin Bütçelerinden Yardım Yapılması Hakkında Yönetmelik’in “Amaç” başlıklı 1’inci maddesinde;
“(1) Bu Yönetmeliğin amacı; genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçelerinden, kamu yararı gözetilerek dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekküllere yapılacak yardımlara ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” hükmü,
Aynı Yönetmelik’in “Dayanak” başlıklı 3’üncü maddesinde;
“(1) Bu Yönetmelik, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 29’uncu maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.” hükmü,
Aynı Yönetmelik’in “Yardım yapılabilme şartları” başlıklı 5’inci maddesinde de;
“(1) İdarelerce teşekküllere yardım yapılabilmesi için;
a) İdare bütçesinde bu amaçla ödenek tefrik edilmiş olması,
b) Yardımlarda kamu yararı gözetilmesi, yardımların öncelikle toplumun ihtiyaç ve sorunlarına çözüm sağlaması ile toplumsal gelişmeye katkıda bulunulmasına yönelik olması,
c) Teşekkülün, yardımı yapacak idarenin görev alanına giren konularda faaliyet göstermesi,
ç) Teşekkül ile yardım yapacak idare arasında protokol yapılması,
d) Teşekkülün, 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun kapsamındaki dernek ve vakıflardan olmaması,
e) Teşekkülün, Anayasa ve kanunlarla yasaklanmış faaliyetlerde bulunmamış olması,
f) Teşekkülün, üyelerine veya ortaklarına kazanç paylaşımı veya kâr dağıtımı amacının bulunmaması,
Gerekir.” hükmü yer almaktadır.
B – Belediye tarafından yapılan uygulama ve konu ile ilgili hukuki değerlendirme
Rapor dosyası ve eki belgelerin incelenmesi neticesinde; ... Derneğine, Belediye bütçesinden 2020 yılında; …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … no.lu ödeme emri belgeleri ile toplam ... TL tutarında nakdi yardım yapıldığı görülmüştür.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 75’inci maddesine 6360 sayılı Kanunla 12.11.2012 tarihinde eklenen ek fıkra; belediyelerin dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekküllere yardım yapılabilmesini “ortak hizmet projeleri” harcamaları dışında kaldırmıştır.
5393 sayılı Kanun’un “Diğer kuruluşlarla ilişkiler” başlığını taşıyan 75’inci maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde; belediyelerin kamu yararına çalışan dernekler ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebileceği, bunun dışındaki derneklerle ancak mahallin en büyük mülki idare amirden izin alınması kaydıyla mezkûr projelerin yerine getirebileceği hüküm altına alınmıştır. Bu bağlamda, temyiz dilekçesi içeriğinde ya da ekinde; mezkûr Derneğin “kamu yararına çalışan dernek” statüsünde olduğuna dair bir bilgi/belge, ibraz edilmediğinden, Belediye bütçesinden bu Derneğe nakdi yardım (bağış) yapılması, 5393 sayılı Kanun’un 75/c bendi kapsamında, hukuken mümkün değildir.
Yukarıda anılan mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere, Belediye bütçelerinden derneklere ve vakıflara nakdi yardım yapılabilmesini sağlayacak yasal bir dayanak mevcut olmadığı gibi, Belediyelerin bu tüzel kişilerle ortak hizmet projesi gerçekleştirebilmesinin de belirli şartlara/kriterlere bağlandığı açıktır.
Buna göre, 5393 sayılı Kanun’un 75’inci maddesinin üçüncü fıkrasındaki “5018 sayılı Kanun’un 29’uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi ile 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 10’uncu maddesinin belediyelerde uygulanamayacağı yönündeki düzenleme” nin bir sonucu olarak, söz konusu Derneğe nakdi ödeme yapılmasına hukuken imkân bulunmamaktadır.
C – Sorumlular tarafından gönderilen aynı metne dayalı temyiz dilekçesinde belirtilen hususlar
Sorumlularca;
Yapılan yasal düzenlemeler nedeniyle Belediye görev ve yetki alanının genişlediği, pek çok yeni mahalleye ve yerleşim/yaşam alanlarına Belediye hizmeti götürülmesinin zaruri hale geldiği, ancak bu durumla birlikte Belediye personel sayısının yetersiz olduğu, Belediyenin gerektiğinde yararlanabileceği bir şirketinin bulunmadığı, bazı yasal düzenlemelerle de işçi istihdam etmenin/çalıştırmanın da zorlaştığı, bu çerçevede Belediye hizmetlerinin yerine getirilmesinde Dernek çalışanlarına da ihtiyaç duyulduğu,
Söz konusu Dernek tarafından Belediye ile müşterek yürütülen projeler kapsamında Belediye yedinde çalışan Dernek personellerinin maaşlarının ödenmesi, sosyal güvenlik kurumu ödemeleri ile mal müdürlüğü ödemelerinin (vb.) yapılması için ... Belediyesi tarafından nakdi yardım (bağış) olarak ... TL’nin aktarılmasının söz konusu olduğu,
... Derneği tarafından ise ... TL daha ilave edilerek toplam … TL’nin sadece personel işlerine harcanmış olduğu,
İfade edilerek,
... TL kamu zararı ile ilgili olarak yeniden yapılacak inceleme, değerlendirme ve sorumlularca (örnekli olarak) yapılan açıklamaların yeterli görülmesiyle, İlamdaki tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmekte iseler de, adı geçen Derneğe yapılan nakdi yardımların, yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinde belirtilen şartlara uygun olarak yapılmadığı açıktır.
Temyiz dilekçesi içeriğinde veya eklerinde, adı geçen Dernek ile Belediyenin birlikte yürütmekte olduğu projelerin neler olduğuna dair ve ayrıca Mülki İdare Amiri onayına ilişkin herhangi bir bilgi/belge ibraz edilmemiştir.
Şubat ayından Kasım ayına kadar sayıları muhtelif (32-45) Dernek çalışanına, bizzat Dernek tarafından ücret ödemesi yapılması söz konusu iken, sorumlularca gönderilen temyiz dilekçesinde, 70 kişi üzerinden “maliyet hesabı” yapılmasında, tutarlılık ve hukuki uygunluk yoktur. Üstelik 2020 yılında Belediyede, 50 boş memurluk kadrosu ile 28 boş işçi kadrosunun bulunduğu anlaşılmaktadır.
Netice olarak, Belediye işleri ve hizmetlerinin yürütülebilmesi amacıyla da olsa, adı geçen Dernek mensuplarının istihdam edilmesi, Anayasa’nın 128’inci maddesi hükmü ve 657 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesi hükmü ile belirlenmiş personel rejimi ana ilkeleri ile bağdaşmadığı; ayrıca bu kişiler için “ücret” başta olmak üzere muhtelif “maliyet bedelleri” nin karşılanabilmesini teminen, Belediye bütçesinden adı geçen Derneğe “bağış” adı altında da olsa para aktarımında bulunulmasının 5018, 5393 ve 5253 sayılı Kanunların hükümlerine uygun olmadığı anlaşılmaktadır.
D – Konunun sorumluluk yönü ile ilgili mevzuat ve değerlendirme
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Muhasebe hizmeti ve muhasebe yetkilisinin yetki ve sorumlulukları” başlıklı 61’inci maddesinde; (Değişik birinci fıkra: 22/12/2005-5436/10 md.);
“Muhasebe hizmeti; gelirlerin ve alacakların tahsili, giderlerin hak sahiplerine ödenmesi, para ve parayla ifade edilebilen değerler ile emanetlerin alınması, saklanması, ilgililere verilmesi, gönderilmesi ve diğer tüm malî işlemlerin kayıtlarının yapılması ve raporlanması işlemleridir. Bu işlemleri yürütenler muhasebe yetkilisidir. Memuriyet kadro ve unvanlarının muhasebe yetkilisi niteliğine etkisi yoktur.
Muhasebe yetkilisi, bu hizmetlerin yapılmasından ve muhasebe kayıtlarının usulüne uygun, saydam ve erişilebilir şekilde tutulmasından sorumludur. Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin muhasebe hizmetleri Hazine ve Maliye Bakanlığınca yürütülür. Muhasebe yetkilileri gerekli bilgi ve raporları düzenli olarak kamu idarelerine verirler.
Muhasebe yetkilileri ödeme aşamasında, ödeme emri belgesi ve eki belgeler üzerinde;
a) Yetkililerin imzasını,
b) Ödemeye ilişkin ilgili mevzuatında sayılan belgelerin tamam olmasını,
c) Maddi hata bulunup bulunmadığını,
d) Hak sahibinin kimliğine ilişkin bilgileri,
kontrol etmekle yükümlüdür.
Muhasebe yetkilileri, ilgili mevzuatında düzenlenmiş belgeler dışında belge arayamaz. Yukarıda sayılan konulara ilişkin hata veya eksiklik bulunması halinde ödeme yapamaz. Belgesi eksik veya hatalı olan ödeme emri belgeleri, düzeltilmek veya tamamlanmak üzere en geç bir iş günü içinde gerekçeleriyle birlikte harcama yetkilisine yazılı olarak gönderilir. Hataların düzeltilmesi veya eksikliklerin giderilmesi halinde ödeme işlemi gerçekleştirilir.
Muhasebe yetkilileri işlemlerine ilişkin defter, kayıt ve belgeleri muhafaza eder ve denetime hazır bulundurur.
Muhasebe yetkilileri, 34’üncü maddenin ikinci fıkrasındaki ödemeye ilişkin hükümler ile bu maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen ödemeye ilişkin kontrol yükümlülüklerinden dolayı sorumludur. Muhasebe yetkililerinin bu Kanuna göre yapacakları kontrollere ilişkin sorumlulukları, görevleri gereği incelemeleri gereken belgelerle sınırlıdır.
…” hükmü,
Aynı Kanun’un “Kamu zararı” başlıklı 71’inci maddesinde (Değişik birinci fıkra: 25/4/2007-5628/4 md.);
“Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır.
Kamu zararının belirlenmesinde;
a) İş, mal veya hizmet karşılığı olarak belirlenen tutardan fazla ödeme yapılması,
b) Mal alınmadan, iş veya hizmet yaptırılmadan ödeme yapılması,
c) Transfer niteliğindeki giderlerde, fazla veya yersiz ödemede bulunulması,
d) İş, mal veya hizmetin rayiç bedelinden daha yüksek fiyatla alınması veya yaptırılması,
e) İdare gelirlerinin tarh, tahakkuk veya tahsil işlemlerinin mevzuata uygun bir şekilde yapılmaması,
f) (Mülga: 22/12/2005-5436/10 md.)
g) Mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılması,
esas alınır.
(Değişik üçüncü fıkra: 22/12/2005-5436/10 md.) Kontrol, denetim, inceleme, kesin hükme bağlama veya yargılama sonucunda tespit edilen kamu zararı, zararın oluştuğu tarihten itibaren ilgili mevzuatına göre hesaplanacak faiziyle birlikte ilgililerden tahsil edilir.
…” hükmü yer almaktadır.
Muhasebe yetkilisi, 5018 sayılı Kanun’un 61’inci maddesi hükmü uyarınca; ödeme emri belgeleri ile muhasebe işlem fişlerinde yetkililerin imzasını kontrol etmekle görevlidir. Gerek bu görevini yerine getirmemesi gerekse “Nakit Ödeme Belgesi” şeklinde adlandırılan ve mevzuatta (Mahalli İdareler Harcama Belgeleri Yönetmeliği’nin “Kullanılacak Belgeler” başlıklı 2’nci bölümde, 4, 5 ve 6’ncı maddelerde) yeri olmayan bir “belge” ile ödemelerin gerçekleştirilmesi ve bununla birlikte yukarıda mezkûr esas gerekçeler sebebiyle oluşan kamu zararından, Muhasebe Yetkilisinin de sorumlu tutulması gerekmektedir.
Diğer yandan, adı geçen Derneğe nakit aktarımının (bağış) yapılabilmesini teminen, Belediye Başkanlık makamına sunulan “Olur” yazısında imzası bulunan ve “Nakit Ödeme Belgesi” ni gerçekleştirme memuru sıfatıyla imzalamış olan diğer görevlilerin de oluşan kamu zararı dolayısıyla sorumlu tutulması gerekmektedir.
Bu itibarla; sorumlular tarafından aynı metni içeren temyiz dilekçelerinde yazılı itiraz ve açıklamaların REDDİNE, toplam ... TL kamu zararının sorumlularına ödettirilmesi yönündeki 83 sayılı Daire İlamı 1’inci maddesi hükmünün TASDİKİNE, (Üyeler; …, …, …, … ve …’ in aşağıda yazılı karşı oylarına/azınlık görüşlerine karşı) oyçokluğuyla,
6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 57’nci maddesi hükmü gereği bu Kararın yazılı bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içerisinde Sayıştay’da karar düzeltilmesi yolu açık olmak üzere,
Karar verildiği 27.03.2024 tarih ve 56622 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.
KARŞI OY/AZINLIK GÖRÜŞÜ GEREKÇELERİ
Üyeler; …, … ve …
Belediyenin mevcut 5 memur, 2 sözleşmeli personel ve 2 geçici işçi olmak üzere; toplam 9 personel ile tüm kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinin mümkün olmayacağı,
İlçe Merkezine bağlı ... Yaylası gerek ... Yaylasına gerekse İlçe Merkezine yakın bölgelerde bulunan yerleşim alanları ile Kooperatif ve Sitelerden dolayı, Belediyenin hizmet alanlarının genişlediği ve yeni yeni hizmet alan ve şekilleri oluştuğu;
01 Nisan 2014 tarihinden geçerli olarak uygulamaya geçilen 6360 sayılı yasa doğrultusunda Belediye’ye 41 köy tüzel kişiliği ve mahalle statüsü ile bağlandığı ve merkez mahalleler ile birlikte toplam 48 mahalle oluştuğu,
Belediyenin mevcut 5 adet temizlik (Çöp) aracı günlük olarak araç başı 1 şoför 2 işçi olmak üzere; toplam 3 personel ile (genel toplam 15 personel) İlçe Merkezi, İlçe Merkezine bağlı ... Yaylası gerek İlçe Merkezine gerekse ... Yaylasına yakın bölgelerde bulunan yerleşim alanları ile Kooperatif ve Siteler ile (6360 sayılı yasayla 01 Nisan 2014 tarihinden geçerli olmak üzere) yeni bağlanan 41 mahallenin (Köyler) temizlik (çöp) hizmetlerinde çalışmakta olduğu,
Belediyenin diğer rutin kamu hizmetlerinin aynı şekilde yürütülmesine paralel olarak görev yapan diğer araçlar ve iş makinesi için aksaklıklar olmaması bakımından, 12 şoför (personel) çalıştırılmasının gerektiği,
Bu durumda ... Belediyesi’nin temizlik (çöp) hizmetleri ile diğer rutin kamu hizmetlerinin yürütülmesi için çalışan araçlar ve iş makinesi için toplam olarak çalışması gereken 27 personele ihtiyaç bulunduğu,
Belediyenin rutin dış kamu hizmetlerinin yürütülmesi ile 01 Nisan 2014 tarihinden geçerli olarak uygulamaya geçilen 6360 sayılı yasa doğrultusunda Belediyeye bağlanan 41 Mahallerden (Köyler) ile merkez Mahallelerinden gelen taleplerin yerine getirilmesi çalışmalarında yerine getirmek üzere asgari 20 personele ihtiyaç bulunduğu,
20.11.2017 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından kararlaştırılan 696 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname yürürlüğe konulduğu;
Bu Kararnamenin 126’ncı maddesiyle 375 Sayılı KHK’ye eklenen Ek 20’nci maddesi ve 127’nci maddesiyle 375 Sayılı KHK’ya eklenen Geçici 23, Geçici 24 ve Geçici 25'nci maddeleri, merkezi ve yerel yönetimlerde taşeron olarak çalıştırılanların sürekli işçi kadrosuna veya mahalli idare şirketlerinde işçi statüsüne geçirilmelerine ilişkin düzenlemelerin yürürlüğe girmesini müteakip, ... Belediyesi’nde taşeron statüsünde çalışan işçi bulunmadığı, Belediye’ye ait mevcut bir şirket olmaması nedeniyle de, Belediyede işçi çalıştırılmasında sıkıntılar oluştuğu,
Derneği’ne toplam ...-TL. nakdi yardımın (bağışın), Belediye’ye ait kamu hizmetleri ile işlerde çalıştırılan işçilerin maaş ödemelerinin yapılması işlemlerinde kullanılmak amacıyla aktarmalar yapıldığı,
Anlaşılmakta olup, bu çerçevede 5018 sayılı Kanun’un 71’inci maddesi kapsamında “kamu zararı” oluşmadığından, Daire İlam hükmünün esastan bozulması, kararı verilmesi gereklidir.
Üye …
Öncelikle belirtmek gerekir ki, somut olaydaki ödemeler sürekli nitelikteki personel istihdamı karşılığı yapılabilecek ödemelerdir. Belediye, temizlik ve diğer hizmetlerinde ihtiyaç duyduğu personeli mevzuatında tanımlanmış ve kurala bağlanmış usullere uymayan bir yöntemle ilgili Dernekten temin etmiştir. Daire İlamına konu edilen ödemeler bağış niteliğinde olmayan ve yasal usule aykırı alınmış olsa da hizmet karşılığı yapılan nakdi aktarmalardır. Dolayısıyla, İdarenin hizmet alanı, mevcut personel sayısı ve ihtiyaç duyduğu personel sayısı analiz edilmeden ve somut olaydaki ödemelerin ihtiyaç duyulan personel için yapılmış olması göz önünde bulundurulmadan Derneğe yapılan nakdi aktarmaların doğrudan kamu zararı olarak değerlendirilmesi isabetli değildir.
5393 sayılı Belediye Kanunu incelendiğinde; belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla her türlü faaliyet ve girişimde bulunma, temizlik ve katı atık hizmetlerini yapma veya yaptırma, katı atıkların toplanması, taşınması, ayrıştırılması, geri kazanımı, ortadan kaldırılması ve depolanması ile ilgili bütün hizmetleri yapma ve yaptırmanın belediyenin görev, yetki, sorumluluk ve imtiyazları arasında yer aldığı görülmektedir. Söz konusu hizmetlerin yasal düzenlemelere uygun usullerle yapılması ve yaptırılması, ayrıca mevzuatıyla tanımlanmış ve kurala bağlanmış usule uygun eylem ve işlem yapmanın kanuni idare ilkesinin de bir gereği olduğu muhakkaktır. Ancak, İdare uygulamasının gerçek anlamda kamu zararına neden olup olmadığı hususunun incelenmesi de önem arz etmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 75’inci maddesinde de; dernek ve vakıflarla ortak hizmet projeleri gerçekleştirebileceği düzenlenmiştir. Bu bağlamda, usulüne uygun oluşturulan ortak hizmet projeleriyle de, personel istihdamı mevzuatının hükümleri bertaraf edilmeksizin örneğin kültürel ve tarihi mekanlar için temizlik ve benzeri hizmetlerin ifa edilebileceği düşünülmektedir.
Temyiz dilekçesi ve eklerinden,
... Belediyesinin, fiilen çalışan 5 adet memur, 2 adet sözleşmeli, 2 adet geçici işçi ile hizmetlerini yürütmeye çalıştığı;
6360 sayılı Kanun uyarınca ... Belediyesine 41 köy tüzel kişiliğinin mahalle statüsü ile bağlandığı ve Belediyenin, merkez mahalleler ile birlikte toplam 48 mahalleden oluştuğu;
Gerek ... Yaylasına gerekse İlçe merkezine yakın bölgelerde bulunan yerleşim alanları ile kooperatif ve sitelerden dolayı Belediyenin hizmet alanlarının genişlediği ve yeni hizmet alanı ve şekillerinin oluştuğu;
Belediyenin mevcut 5 adet temizlik/çöp toplama aracı ve günlük olarak araç başı 1 şoför 2 işçi olmak üzere ve toplam 15 personel ile temizlik hizmetlerini yürütmek zorunda olduğu;
Belediyenin diğer rutin kamu hizmetlerinin aynı şekilde yürütülmesi için görev yapan diğer araçlar ve iş makinesinin de 12 şoför ile çalıştırılması gerektiği;
Bu durumda ... Belediyesinin temizlik/çöp toplama hizmetleri ile diğer rutin kamu hizmetlerinin yürütülmesi için çalışan araçlar ve iş makinesi için toplam 27 personele ihtiyaç duyulduğu;
Ayrıca, Belediyenin 6360 sayılı Kanun’dan sonra rutin dışı kamu hizmetlerinin yürütülmesi için asgari 20 personele de ihtiyaç duyulduğu;
50 adet memur ve 28 adet işçi kadrosunun halen boş olduğu, ayrıca, Belediyenin personel şirketi olmadığı ve Belediye bünyesinde şirket personeli de çalıştırılmadığı;
Belediyenin hizmet alanlarının genel olarak, İlçe merkezi, müzeler, parklar, mahalleler ve diğer mesire alanlarının temizlik hizmetlerini kapsadığı; mevcut temizlik hizmeti ve diğer araç parkı dikkate alındığında sadece şoför olarak 15 adet personele, toplamda ise 70’e yakın personele ihtiyaç duyulduğu;
Anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen hizmetlerin Belediyenin mevcut personeli ile fiilen yerine getirilmesinin mümkün olmadığı aşikârdır.
Somut olayda, Belediyenin görevleri arasında sayılan hizmetler; “kamu yararına çalışan dernek” statüsünde çalışan ve ... ilçesinde faaliyet gösteren ... Derneği bünyesinde istihdam edilen işçiler aracılığıyla yerine getirilmeye çalışılmış, bunun karşılığında işçi ücretleri için ilgili Derneğe ödeme yapılmıştır.
Mevcut durumda Belediye temizlik ve diğer hizmetlerinin yürütümü için Belediye Meclisinden karar alınmadan, ortak hizmet projesi kapsamında bir protokol yapılmadan, mülkiye amirinden izin alınmadan ve ilgili mevzuatın ilke ve kurallarına aykırı olarak bir hizmet satın alınması söz konusudur. Ancak, Belediyenin hizmet alanı ve mevcut personel sayısı değerlendirildiğinde, somut olaydaki hizmetin gerçekleştirilmesi zorunlu olduğundan bu hizmet karşılığında ayrıca personel gideri ödeneceğinde de kuşku bulunmamaktadır.
İdarenin uyguladığı usul her ne kadar mevzuatında yer almasa da, Denetçi incelemesinde Belediyenin temizlik ve diğer hizmetlerinin yürütümü için gerekli personel sayısı dikkate alınmaksızın ve sadece ilgili Derneğe nakdi yardım yapılmış olması iddiasıyla kamu zararı tespiti yapılmıştır. Halbuki, bu Derneğe yapılan aktarma karşılıksız olmadığı gibi nakdi yardım (bağış) hüviyetinde de değildir. Somut olayda, mevzuata aykırı usul ile Belediyenin temizlik ve diğer hizmetlerinde Dernek personelinin çalıştırılması söz konusudur. Bu haliyle de, İdare uygulamasının kamu zararı sonucunu doğurmadığı, ancak İdari inceleme ve teftiş konusu olabileceği düşünülmektedir.
5018 sayılı Kanun’un 71’inci maddesinin birinci fıkrasında;
“Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır.” hükmü,
6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun “Sorumlular ve sorumluluk halleri” başlıklı 7’nci maddesinde de;
“(1) Bu Kanunun sorumlular ve sorumluluk halleri uygulamasında; 5018 sayılı Kanun ve Sayıştay denetimi ile ilgili diğer kanunlarda belirtilen sorumlular ve sorumluluk halleri esas alınır.
(…)” hükmü yer almaktadır.
Ayrıca, 5189/1 sayılı Sayıştay Genel Kurulu Kararında da belirtildiği üzere, 5018 sayılı Kanun’a göre mali sorumluluğun şartları şöyle sıralanabilir:
- Kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem, eylem bulunmalıdır.
-Ortada bir kamu zararı olmalıdır.
-Mevzuata aykırı karar, işlem ve eylemle zarar arasında bir illiyet olmalıdır.
Bu durumda, her kamu zararının kasıt, kusur veya ihmalden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem, eyleme dayadığında kuşku bulunmamakla beraber; somut olayda olduğu gibi bazı durumlarda, mevzuata aykırı bir karar, işlem, eylemin de kamu zararı sonucuna yol açmayabileceğinin kabulü kamu zararı mevzuatına uygun düşecektir.
Her ne kadar, somut olayda İdarece kullanılan yöntem, kamu görevlisinin kusur veya ihmalinden kaynaklanan mevzuata aykırı işlem niteliğinde olsa da, sonuçları itibarıyla bir kamu zararı sonucuna yol açtığını ifade etmek mümkün olmamaktadır. Zira, Daire ilamına konu edilen uygulamada Belediyenin hizmet alanı, mevcut personel sayısı ve ihtiyaç duyulan personel sayısı üzerinden bir analiz yapılmamış olduğundan, konunun yargı raporundaki sunuluş biçimi itibarıyla kamu zararı oluştuğunun kabulü, doğru olmayacaktır.
Daire ilamına konu edilen nakdi aktarma Belediyenin zorunlu temizlik ve diğer hizmetleri için yapılmıştır. Kaldı ki, söz konusu hizmetlerin Belediyenin mevcut personeli ile yapılamayacağı açık olduğu gibi, bu hizmetler için çalıştırabilecek Belediye Şirketi işçisi de olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, Derneğe yapılan aktarmaların fiili durum dikkate alınmaksızın bağış kapsamında değerlendirilmesi isabetli değildir. İdarece yapılan ödemelerin; kanuni usule uyulmadan temin edilen hizmet için yapılmış olsa da, kamu bütçesinden karşılıksız yapılan bir aktarma olmadığından kamu kaynağında azalmaya neden olduğundan bahsedilemez.
Bu itibarla, Derneğe, Belediyenin temizlik/çöp toplama hizmeti ve diğer hizmetleri karşılığı yapılan ödemeler kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olmadığından Daire İlamındaki tazmin hükmünün kaldırılması uygun olacaktır.
Üye …
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin görev ve sorumlulukları” başlıklı 14’üncü maddesinin (a) fıkrasında; temizlik ve katı atık hizmetlerini yapmak veya yaptırmak,
Belediyenin yetkileri ve imtiyazları başlıklı 15’inci maddesinin (a) fıkrasında; “Belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla her türlü faaliyet ve girişimde bulunmak.”
(g) fıkrasında; “Katı atıkların toplanması, taşınması, ayrıştırılması, geri kazanımı, ortadan kaldırılması ve depolanması ile ilgili bütün hizmetleri yapmak ve yaptırmak.”
Belediyenin görev, yetki sorumluluk ve imtiyazları arasında sayılmıştır.
Yine 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 75’inci maddesinde; dernek ve vakıflarla ortak hizmet projeleri gerçekleştirebileceği belirtilmiştir.
... Belediyesinin; fiilen çalışan 5 adet memur, 2 adet sözleşmeli, 2 adet de geçici işçi ile hizmetlerini yürütmeye çalıştığı, 50 adet memur ve 28 adet işçi kadrosunun halen boş olduğu anlaşılmaktadır.
Hizmet alanlarına bakıldığında: İlçe merkezi, müzeler, parklar, mahalleler ve diğer mesire alanlarının temizlenmesi hizmetleri; mevcut temizlik ve diğer araç parkı değerlendirildiğinde sadece şoför olarak 15 adet personele, toplamda 70’e yakın personele ihtiyaç olduğu anlaşılmaktadır.
Mevcut personel ile belirtilen hizmetlerin fiilen yerine getirilmesinin mümkün olmadığı aşıklardır. Böyle bir durum hayatın olağan akışına aykırıdır.
Belediyenin görevleri arasında sayılan hizmetleri; kamu yararına çalışan dernek statüsünde çalışan ... ilçesinde faaliyet gösteren ... Deneği bünyesinde istihdam edilen işçiler aracılığıyla yerine getirmeye çalıştığı, bu bağlamda işçilerin maaşlarının ödenmesi amacıyla ilgili derneğe aktarma yapıldığı anlaşılmıştır.
Ülkemizde böyle bir örneği bulunmamakla beraber; mevcut durumda belediye temizlik ve diğer hizmetleri ile ilgili olarak; belediye meclisinden karar almadan, ortak proje kapsamında bir protokol yapmadan, mülkiye amirinden izin alınmadan bu yönleri ile mevzuata aykırı olarak bir hizmet satın alınması söz konusudur.
5018 sayılı Kanunun 71’inci maddesinde kamu zararı; “… mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunması” şeklinde tanımlanmıştır.
Yapılan bu ödeme nedeniyle “Kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmamıştır.” Ödemler; belediyenin en temel görevlerinin yerine getirilmesi kapsamında alınan hizmet karşılığında ödendiği değerlendirildiğinden “Refi” gerektiği gerekçesiyle, çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
1 – 83 sayılı İlamın 1’inci maddesiyle; Belediye bütçesinden 2020 yılında, ... Derneği’ne toplam ... TL nakdi yardım (bağış) yapılması suretiyle oluşan kamu zararının, sorumlularına ödettirilmesi kararı verilmiştir.
Dosyadaki mevcut bilgi ve belgelerin okunup incelenmesinden sonra,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
83 sayılı İlamın 1’inci maddesiyle; Belediye bütçesinden 2020 yılında, ... Derneği’ne toplam ...-TL nakdi yardım (bağış) yapılması suretiyle oluşan kamu zararının, sorumlularına ödettirilmesi kararı verilmiştir.
A – Konunun esası ile ilgili mevzuat
a) Anayasa hükmü ve personel rejimi ile ilgili düzenleme
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “D. Kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler” bölümü “1. Genel ilkeler” başlıklı 128’inci maddesinde;
“Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.
Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. (Ek cümle: 7/5/2010-5982/12 md.) Ancak, malî ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır.
…” hükümleri,
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “İstihdam şekilleri” başlıklı 4’üncü maddesinde;
“(Değişik: 30/5/1974-KHK-12; Değiştirilerek kabul: 15/5/1975-1897/1 md.) Kamu hizmetleri; memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürülür.
A) Memur
Mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu Kanunun uygulanmasında memur sayılır.
Yukarıdaki tanımlananlar dışındaki kurumlarda genel politika tespiti, araştırma, planlama, programlama, yönetim ve denetim gibi işlerde görevli ve yetkili olanlar da memur sayılır.
B) Sözleşmeli personel
…
C) (Mülga)
D) İşçiler
…” hükmü,
Aynı Kanun’un “Dört istihdam şekli dışında personel çalıştırılamayacağı” başlıklı 5’inci maddesinde ise;
“(Değişik: 23/12/1972-KHK-2/1 md.) Bu Kanuna tabi kurumlar, dördüncü maddede yazılı dört istihdam şekli dışında personel çalıştıramazlar.” hükmü yer almaktadır.
b) Dernek ve benzeri tüzel kişilere Belediye bütçesinden nakdi yardım (bağış) yapılması ile ilgili olan muhtelif düzenlemeler
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Bütçelerden yardım yapılması” başlıklı 29’uncu maddesinde;
“Gerçek veya tüzel kişilere kanuni dayanağı olmadan kamu kaynağı kullandırılamaz, yardımda bulunulamaz veya menfaat sağlanamaz. Ancak, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçelerinde öngörülmüş olmak kaydıyla; kamu yararı gözetilerek dernek, vakıf birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekküllere yardım yapılabilir.
Bu yardımların yapılması, kullanılması, izlenmesi, denetlenmesi ve kamuoyuna açıklanmasına ilişkin esas ve usuller Maliye Bakanlığınca hazırlanarak Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” hükmü,
5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun “Yardım ve iş birliği” başlıklı 10’uncu maddesinde ise;
“Dernekler, tüzüklerinde gösterilen amaçları gerçekleştirmek üzere benzer amaçlı derneklerden, siyasi partilerden, işçi ve işveren sendikalarından ve meslekî kuruluşlardan maddî yardım alabilir ve adı geçen kurumlara maddî yardımda bulunabilirler.
5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun hükümleri saklı kalmak üzere, dernekler kamu kurum ve kuruluşları ile görev alanlarına giren konularda ortak projeler yürütebilirler. Bu projelerde kamu kurum ve kuruluşları, proje maliyetlerinin en fazla yüzde ellisi oranında aynî veya nakdî katkı sağlayabilirler. (Ek cümle: 18/2/2009 — 5838/7 md.) 4857 sayılı İş Kanunu’nun 30 uncu maddesi çerçevesinde engellilerin ve eski hükümlülerin mesleki eğitim ve mesleki rehabilitasyonu, kendi işlerini kurmaları, engellilerin iş bulmasını sağlayacak destek teknolojilerine ilişkin projeler ile benzeri projelerde bu oran aranmaz.” hükmü,
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun, 75’inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde;
“(Değişik: 12/11/2012-6360/19 md.) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu yararına çalışan dernekler, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınmış vakıflar ve 7/6/2005 tarihli ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu kapsamına giren meslek odaları ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebilir. Diğer dernek ve vakıflar ile gerçekleştirilecek ortak hizmet projeleri için mahallin en büyük mülki idare amirinin izninin alınması gerekir.” hükmü,
Aynı Kanun’un 6360 sayılı Kanun ile eklenen son fıkrasında (Ek fıkra: 12/11/2012-6360/19 md.);
“5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 29’uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi ile 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 10 uncu maddesi; belediyeler, il özel idareleri, bağlı kuruluşları ve bunların üyesi oldukları birlikler ile ortağı oldukları Sayıştay denetimine tabi şirketler için uygulanmaz.” hükmüne yer verilmiştir.
17.07.2006 tarihli ve 26231 sayılı Resmî Gazete’ de yayınlanan Dernek, Vakıf, Birlik, Kurum, Kuruluş, Sandık ve Benzeri Teşekküllere Genel Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerinin Bütçelerinden Yardım Yapılması Hakkında Yönetmelik’in “Amaç” başlıklı 1’inci maddesinde;
“(1) Bu Yönetmeliğin amacı; genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçelerinden, kamu yararı gözetilerek dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekküllere yapılacak yardımlara ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” hükmü,
Aynı Yönetmelik’in “Dayanak” başlıklı 3’üncü maddesinde;
“(1) Bu Yönetmelik, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 29’uncu maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.” hükmü,
Aynı Yönetmelik’in “Yardım yapılabilme şartları” başlıklı 5’inci maddesinde de;
“(1) İdarelerce teşekküllere yardım yapılabilmesi için;
a) İdare bütçesinde bu amaçla ödenek tefrik edilmiş olması,
b) Yardımlarda kamu yararı gözetilmesi, yardımların öncelikle toplumun ihtiyaç ve sorunlarına çözüm sağlaması ile toplumsal gelişmeye katkıda bulunulmasına yönelik olması,
c) Teşekkülün, yardımı yapacak idarenin görev alanına giren konularda faaliyet göstermesi,
ç) Teşekkül ile yardım yapacak idare arasında protokol yapılması,
d) Teşekkülün, 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun kapsamındaki dernek ve vakıflardan olmaması,
e) Teşekkülün, Anayasa ve kanunlarla yasaklanmış faaliyetlerde bulunmamış olması,
f) Teşekkülün, üyelerine veya ortaklarına kazanç paylaşımı veya kâr dağıtımı amacının bulunmaması,
Gerekir.” hükmü yer almaktadır.
B – Belediye tarafından yapılan uygulama ve konu ile ilgili hukuki değerlendirme
Rapor dosyası ve eki belgelerin incelenmesi neticesinde; ... Derneğine, Belediye bütçesinden 2020 yılında; …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … no.lu ödeme emri belgeleri ile toplam ... TL tutarında nakdi yardım yapıldığı görülmüştür.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 75’inci maddesine 6360 sayılı Kanunla 12.11.2012 tarihinde eklenen ek fıkra; belediyelerin dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekküllere yardım yapılabilmesini “ortak hizmet projeleri” harcamaları dışında kaldırmıştır.
5393 sayılı Kanun’un “Diğer kuruluşlarla ilişkiler” başlığını taşıyan 75’inci maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde; belediyelerin kamu yararına çalışan dernekler ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebileceği, bunun dışındaki derneklerle ancak mahallin en büyük mülki idare amirden izin alınması kaydıyla mezkûr projelerin yerine getirebileceği hüküm altına alınmıştır. Bu bağlamda, temyiz dilekçesi içeriğinde ya da ekinde; mezkûr Derneğin “kamu yararına çalışan dernek” statüsünde olduğuna dair bir bilgi/belge, ibraz edilmediğinden, Belediye bütçesinden bu Derneğe nakdi yardım (bağış) yapılması, 5393 sayılı Kanun’un 75/c bendi kapsamında, hukuken mümkün değildir.
Yukarıda anılan mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere, Belediye bütçelerinden derneklere ve vakıflara nakdi yardım yapılabilmesini sağlayacak yasal bir dayanak mevcut olmadığı gibi, Belediyelerin bu tüzel kişilerle ortak hizmet projesi gerçekleştirebilmesinin de belirli şartlara/kriterlere bağlandığı açıktır.
Buna göre, 5393 sayılı Kanun’un 75’inci maddesinin üçüncü fıkrasındaki “5018 sayılı Kanun’un 29’uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi ile 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 10’uncu maddesinin belediyelerde uygulanamayacağı yönündeki düzenleme” nin bir sonucu olarak, söz konusu Derneğe nakdi ödeme yapılmasına hukuken imkân bulunmamaktadır.
C – Sorumlular tarafından gönderilen aynı metne dayalı temyiz dilekçesinde belirtilen hususlar
Sorumlularca;
Yapılan yasal düzenlemeler nedeniyle Belediye görev ve yetki alanının genişlediği, pek çok yeni mahalleye ve yerleşim/yaşam alanlarına Belediye hizmeti götürülmesinin zaruri hale geldiği, ancak bu durumla birlikte Belediye personel sayısının yetersiz olduğu, Belediyenin gerektiğinde yararlanabileceği bir şirketinin bulunmadığı, bazı yasal düzenlemelerle de işçi istihdam etmenin/çalıştırmanın da zorlaştığı, bu çerçevede Belediye hizmetlerinin yerine getirilmesinde Dernek çalışanlarına da ihtiyaç duyulduğu,
Söz konusu Dernek tarafından Belediye ile müşterek yürütülen projeler kapsamında Belediye yedinde çalışan Dernek personellerinin maaşlarının ödenmesi, sosyal güvenlik kurumu ödemeleri ile mal müdürlüğü ödemelerinin (vb.) yapılması için ... Belediyesi tarafından nakdi yardım (bağış) olarak ... TL’nin aktarılmasının söz konusu olduğu,
... Derneği tarafından ise ... TL daha ilave edilerek toplam … TL’nin sadece personel işlerine harcanmış olduğu,
İfade edilerek,
... TL kamu zararı ile ilgili olarak yeniden yapılacak inceleme, değerlendirme ve sorumlularca (örnekli olarak) yapılan açıklamaların yeterli görülmesiyle, İlamdaki tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmekte iseler de, adı geçen Derneğe yapılan nakdi yardımların, yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinde belirtilen şartlara uygun olarak yapılmadığı açıktır.
Temyiz dilekçesi içeriğinde veya eklerinde, adı geçen Dernek ile Belediyenin birlikte yürütmekte olduğu projelerin neler olduğuna dair ve ayrıca Mülki İdare Amiri onayına ilişkin herhangi bir bilgi/belge ibraz edilmemiştir.
Şubat ayından Kasım ayına kadar sayıları muhtelif (32-45) Dernek çalışanına, bizzat Dernek tarafından ücret ödemesi yapılması söz konusu iken, sorumlularca gönderilen temyiz dilekçesinde, 70 kişi üzerinden “maliyet hesabı” yapılmasında, tutarlılık ve hukuki uygunluk yoktur. Üstelik 2020 yılında Belediyede, 50 boş memurluk kadrosu ile 28 boş işçi kadrosunun bulunduğu anlaşılmaktadır.
Netice olarak, Belediye işleri ve hizmetlerinin yürütülebilmesi amacıyla da olsa, adı geçen Dernek mensuplarının istihdam edilmesi, Anayasa’nın 128’inci maddesi hükmü ve 657 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesi hükmü ile belirlenmiş personel rejimi ana ilkeleri ile bağdaşmadığı; ayrıca bu kişiler için “ücret” başta olmak üzere muhtelif “maliyet bedelleri” nin karşılanabilmesini teminen, Belediye bütçesinden adı geçen Derneğe “bağış” adı altında da olsa para aktarımında bulunulmasının 5018, 5393 ve 5253 sayılı Kanunların hükümlerine uygun olmadığı anlaşılmaktadır.
D – Konunun sorumluluk yönü ile ilgili mevzuat ve değerlendirme
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Muhasebe hizmeti ve muhasebe yetkilisinin yetki ve sorumlulukları” başlıklı 61’inci maddesinde; (Değişik birinci fıkra: 22/12/2005-5436/10 md.);
“Muhasebe hizmeti; gelirlerin ve alacakların tahsili, giderlerin hak sahiplerine ödenmesi, para ve parayla ifade edilebilen değerler ile emanetlerin alınması, saklanması, ilgililere verilmesi, gönderilmesi ve diğer tüm malî işlemlerin kayıtlarının yapılması ve raporlanması işlemleridir. Bu işlemleri yürütenler muhasebe yetkilisidir. Memuriyet kadro ve unvanlarının muhasebe yetkilisi niteliğine etkisi yoktur.
Muhasebe yetkilisi, bu hizmetlerin yapılmasından ve muhasebe kayıtlarının usulüne uygun, saydam ve erişilebilir şekilde tutulmasından sorumludur. Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin muhasebe hizmetleri Hazine ve Maliye Bakanlığınca yürütülür. Muhasebe yetkilileri gerekli bilgi ve raporları düzenli olarak kamu idarelerine verirler.
Muhasebe yetkilileri ödeme aşamasında, ödeme emri belgesi ve eki belgeler üzerinde;
a) Yetkililerin imzasını,
b) Ödemeye ilişkin ilgili mevzuatında sayılan belgelerin tamam olmasını,
c) Maddi hata bulunup bulunmadığını,
d) Hak sahibinin kimliğine ilişkin bilgileri,
kontrol etmekle yükümlüdür.
Muhasebe yetkilileri, ilgili mevzuatında düzenlenmiş belgeler dışında belge arayamaz. Yukarıda sayılan konulara ilişkin hata veya eksiklik bulunması halinde ödeme yapamaz. Belgesi eksik veya hatalı olan ödeme emri belgeleri, düzeltilmek veya tamamlanmak üzere en geç bir iş günü içinde gerekçeleriyle birlikte harcama yetkilisine yazılı olarak gönderilir. Hataların düzeltilmesi veya eksikliklerin giderilmesi halinde ödeme işlemi gerçekleştirilir.
Muhasebe yetkilileri işlemlerine ilişkin defter, kayıt ve belgeleri muhafaza eder ve denetime hazır bulundurur.
Muhasebe yetkilileri, 34’üncü maddenin ikinci fıkrasındaki ödemeye ilişkin hükümler ile bu maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen ödemeye ilişkin kontrol yükümlülüklerinden dolayı sorumludur. Muhasebe yetkililerinin bu Kanuna göre yapacakları kontrollere ilişkin sorumlulukları, görevleri gereği incelemeleri gereken belgelerle sınırlıdır.
…” hükmü,
Aynı Kanun’un “Kamu zararı” başlıklı 71’inci maddesinde (Değişik birinci fıkra: 25/4/2007-5628/4 md.);
“Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır.
Kamu zararının belirlenmesinde;
a) İş, mal veya hizmet karşılığı olarak belirlenen tutardan fazla ödeme yapılması,
b) Mal alınmadan, iş veya hizmet yaptırılmadan ödeme yapılması,
c) Transfer niteliğindeki giderlerde, fazla veya yersiz ödemede bulunulması,
d) İş, mal veya hizmetin rayiç bedelinden daha yüksek fiyatla alınması veya yaptırılması,
e) İdare gelirlerinin tarh, tahakkuk veya tahsil işlemlerinin mevzuata uygun bir şekilde yapılmaması,
f) (Mülga: 22/12/2005-5436/10 md.)
g) Mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılması,
esas alınır.
(Değişik üçüncü fıkra: 22/12/2005-5436/10 md.) Kontrol, denetim, inceleme, kesin hükme bağlama veya yargılama sonucunda tespit edilen kamu zararı, zararın oluştuğu tarihten itibaren ilgili mevzuatına göre hesaplanacak faiziyle birlikte ilgililerden tahsil edilir.
…” hükmü yer almaktadır.
Muhasebe yetkilisi, 5018 sayılı Kanun’un 61’inci maddesi hükmü uyarınca; ödeme emri belgeleri ile muhasebe işlem fişlerinde yetkililerin imzasını kontrol etmekle görevlidir. Gerek bu görevini yerine getirmemesi gerekse “Nakit Ödeme Belgesi” şeklinde adlandırılan ve mevzuatta (Mahalli İdareler Harcama Belgeleri Yönetmeliği’nin “Kullanılacak Belgeler” başlıklı 2’nci bölümde, 4, 5 ve 6’ncı maddelerde) yeri olmayan bir “belge” ile ödemelerin gerçekleştirilmesi ve bununla birlikte yukarıda mezkûr esas gerekçeler sebebiyle oluşan kamu zararından, Muhasebe Yetkilisinin de sorumlu tutulması gerekmektedir.
Diğer yandan, adı geçen Derneğe nakit aktarımının (bağış) yapılabilmesini teminen, Belediye Başkanlık makamına sunulan “Olur” yazısında imzası bulunan ve “Nakit Ödeme Belgesi” ni gerçekleştirme memuru sıfatıyla imzalamış olan diğer görevlilerin de oluşan kamu zararı dolayısıyla sorumlu tutulması gerekmektedir.
Bu itibarla; sorumlular tarafından aynı metni içeren temyiz dilekçelerinde yazılı itiraz ve açıklamaların REDDİNE, toplam ... TL kamu zararının sorumlularına ödettirilmesi yönündeki 83 sayılı Daire İlamı 1’inci maddesi hükmünün TASDİKİNE, (Üyeler; …, …, …, … ve …’ in aşağıda yazılı karşı oylarına/azınlık görüşlerine karşı) oyçokluğuyla,
6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 57’nci maddesi hükmü gereği bu Kararın yazılı bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içerisinde Sayıştay’da karar düzeltilmesi yolu açık olmak üzere,
Karar verildiği 27.03.2024 tarih ve 56622 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.
KARŞI OY/AZINLIK GÖRÜŞÜ GEREKÇELERİ
Üyeler; …, … ve …
Belediyenin mevcut 5 memur, 2 sözleşmeli personel ve 2 geçici işçi olmak üzere; toplam 9 personel ile tüm kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinin mümkün olmayacağı,
İlçe Merkezine bağlı ... Yaylası gerek ... Yaylasına gerekse İlçe Merkezine yakın bölgelerde bulunan yerleşim alanları ile Kooperatif ve Sitelerden dolayı, Belediyenin hizmet alanlarının genişlediği ve yeni yeni hizmet alan ve şekilleri oluştuğu;
01 Nisan 2014 tarihinden geçerli olarak uygulamaya geçilen 6360 sayılı yasa doğrultusunda Belediye’ye 41 köy tüzel kişiliği ve mahalle statüsü ile bağlandığı ve merkez mahalleler ile birlikte toplam 48 mahalle oluştuğu,
Belediyenin mevcut 5 adet temizlik (Çöp) aracı günlük olarak araç başı 1 şoför 2 işçi olmak üzere; toplam 3 personel ile (genel toplam 15 personel) İlçe Merkezi, İlçe Merkezine bağlı ... Yaylası gerek İlçe Merkezine gerekse ... Yaylasına yakın bölgelerde bulunan yerleşim alanları ile Kooperatif ve Siteler ile (6360 sayılı yasayla 01 Nisan 2014 tarihinden geçerli olmak üzere) yeni bağlanan 41 mahallenin (Köyler) temizlik (çöp) hizmetlerinde çalışmakta olduğu,
Belediyenin diğer rutin kamu hizmetlerinin aynı şekilde yürütülmesine paralel olarak görev yapan diğer araçlar ve iş makinesi için aksaklıklar olmaması bakımından, 12 şoför (personel) çalıştırılmasının gerektiği,
Bu durumda ... Belediyesi’nin temizlik (çöp) hizmetleri ile diğer rutin kamu hizmetlerinin yürütülmesi için çalışan araçlar ve iş makinesi için toplam olarak çalışması gereken 27 personele ihtiyaç bulunduğu,
Belediyenin rutin dış kamu hizmetlerinin yürütülmesi ile 01 Nisan 2014 tarihinden geçerli olarak uygulamaya geçilen 6360 sayılı yasa doğrultusunda Belediyeye bağlanan 41 Mahallerden (Köyler) ile merkez Mahallelerinden gelen taleplerin yerine getirilmesi çalışmalarında yerine getirmek üzere asgari 20 personele ihtiyaç bulunduğu,
20.11.2017 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından kararlaştırılan 696 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname yürürlüğe konulduğu;
Bu Kararnamenin 126’ncı maddesiyle 375 Sayılı KHK’ye eklenen Ek 20’nci maddesi ve 127’nci maddesiyle 375 Sayılı KHK’ya eklenen Geçici 23, Geçici 24 ve Geçici 25'nci maddeleri, merkezi ve yerel yönetimlerde taşeron olarak çalıştırılanların sürekli işçi kadrosuna veya mahalli idare şirketlerinde işçi statüsüne geçirilmelerine ilişkin düzenlemelerin yürürlüğe girmesini müteakip, ... Belediyesi’nde taşeron statüsünde çalışan işçi bulunmadığı, Belediye’ye ait mevcut bir şirket olmaması nedeniyle de, Belediyede işçi çalıştırılmasında sıkıntılar oluştuğu,
Derneği’ne toplam ...-TL. nakdi yardımın (bağışın), Belediye’ye ait kamu hizmetleri ile işlerde çalıştırılan işçilerin maaş ödemelerinin yapılması işlemlerinde kullanılmak amacıyla aktarmalar yapıldığı,
Anlaşılmakta olup, bu çerçevede 5018 sayılı Kanun’un 71’inci maddesi kapsamında “kamu zararı” oluşmadığından, Daire İlam hükmünün esastan bozulması, kararı verilmesi gereklidir.
Üye …
Öncelikle belirtmek gerekir ki, somut olaydaki ödemeler sürekli nitelikteki personel istihdamı karşılığı yapılabilecek ödemelerdir. Belediye, temizlik ve diğer hizmetlerinde ihtiyaç duyduğu personeli mevzuatında tanımlanmış ve kurala bağlanmış usullere uymayan bir yöntemle ilgili Dernekten temin etmiştir. Daire İlamına konu edilen ödemeler bağış niteliğinde olmayan ve yasal usule aykırı alınmış olsa da hizmet karşılığı yapılan nakdi aktarmalardır. Dolayısıyla, İdarenin hizmet alanı, mevcut personel sayısı ve ihtiyaç duyduğu personel sayısı analiz edilmeden ve somut olaydaki ödemelerin ihtiyaç duyulan personel için yapılmış olması göz önünde bulundurulmadan Derneğe yapılan nakdi aktarmaların doğrudan kamu zararı olarak değerlendirilmesi isabetli değildir.
5393 sayılı Belediye Kanunu incelendiğinde; belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla her türlü faaliyet ve girişimde bulunma, temizlik ve katı atık hizmetlerini yapma veya yaptırma, katı atıkların toplanması, taşınması, ayrıştırılması, geri kazanımı, ortadan kaldırılması ve depolanması ile ilgili bütün hizmetleri yapma ve yaptırmanın belediyenin görev, yetki, sorumluluk ve imtiyazları arasında yer aldığı görülmektedir. Söz konusu hizmetlerin yasal düzenlemelere uygun usullerle yapılması ve yaptırılması, ayrıca mevzuatıyla tanımlanmış ve kurala bağlanmış usule uygun eylem ve işlem yapmanın kanuni idare ilkesinin de bir gereği olduğu muhakkaktır. Ancak, İdare uygulamasının gerçek anlamda kamu zararına neden olup olmadığı hususunun incelenmesi de önem arz etmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 75’inci maddesinde de; dernek ve vakıflarla ortak hizmet projeleri gerçekleştirebileceği düzenlenmiştir. Bu bağlamda, usulüne uygun oluşturulan ortak hizmet projeleriyle de, personel istihdamı mevzuatının hükümleri bertaraf edilmeksizin örneğin kültürel ve tarihi mekanlar için temizlik ve benzeri hizmetlerin ifa edilebileceği düşünülmektedir.
Temyiz dilekçesi ve eklerinden,
... Belediyesinin, fiilen çalışan 5 adet memur, 2 adet sözleşmeli, 2 adet geçici işçi ile hizmetlerini yürütmeye çalıştığı;
6360 sayılı Kanun uyarınca ... Belediyesine 41 köy tüzel kişiliğinin mahalle statüsü ile bağlandığı ve Belediyenin, merkez mahalleler ile birlikte toplam 48 mahalleden oluştuğu;
Gerek ... Yaylasına gerekse İlçe merkezine yakın bölgelerde bulunan yerleşim alanları ile kooperatif ve sitelerden dolayı Belediyenin hizmet alanlarının genişlediği ve yeni hizmet alanı ve şekillerinin oluştuğu;
Belediyenin mevcut 5 adet temizlik/çöp toplama aracı ve günlük olarak araç başı 1 şoför 2 işçi olmak üzere ve toplam 15 personel ile temizlik hizmetlerini yürütmek zorunda olduğu;
Belediyenin diğer rutin kamu hizmetlerinin aynı şekilde yürütülmesi için görev yapan diğer araçlar ve iş makinesinin de 12 şoför ile çalıştırılması gerektiği;
Bu durumda ... Belediyesinin temizlik/çöp toplama hizmetleri ile diğer rutin kamu hizmetlerinin yürütülmesi için çalışan araçlar ve iş makinesi için toplam 27 personele ihtiyaç duyulduğu;
Ayrıca, Belediyenin 6360 sayılı Kanun’dan sonra rutin dışı kamu hizmetlerinin yürütülmesi için asgari 20 personele de ihtiyaç duyulduğu;
50 adet memur ve 28 adet işçi kadrosunun halen boş olduğu, ayrıca, Belediyenin personel şirketi olmadığı ve Belediye bünyesinde şirket personeli de çalıştırılmadığı;
Belediyenin hizmet alanlarının genel olarak, İlçe merkezi, müzeler, parklar, mahalleler ve diğer mesire alanlarının temizlik hizmetlerini kapsadığı; mevcut temizlik hizmeti ve diğer araç parkı dikkate alındığında sadece şoför olarak 15 adet personele, toplamda ise 70’e yakın personele ihtiyaç duyulduğu;
Anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen hizmetlerin Belediyenin mevcut personeli ile fiilen yerine getirilmesinin mümkün olmadığı aşikârdır.
Somut olayda, Belediyenin görevleri arasında sayılan hizmetler; “kamu yararına çalışan dernek” statüsünde çalışan ve ... ilçesinde faaliyet gösteren ... Derneği bünyesinde istihdam edilen işçiler aracılığıyla yerine getirilmeye çalışılmış, bunun karşılığında işçi ücretleri için ilgili Derneğe ödeme yapılmıştır.
Mevcut durumda Belediye temizlik ve diğer hizmetlerinin yürütümü için Belediye Meclisinden karar alınmadan, ortak hizmet projesi kapsamında bir protokol yapılmadan, mülkiye amirinden izin alınmadan ve ilgili mevzuatın ilke ve kurallarına aykırı olarak bir hizmet satın alınması söz konusudur. Ancak, Belediyenin hizmet alanı ve mevcut personel sayısı değerlendirildiğinde, somut olaydaki hizmetin gerçekleştirilmesi zorunlu olduğundan bu hizmet karşılığında ayrıca personel gideri ödeneceğinde de kuşku bulunmamaktadır.
İdarenin uyguladığı usul her ne kadar mevzuatında yer almasa da, Denetçi incelemesinde Belediyenin temizlik ve diğer hizmetlerinin yürütümü için gerekli personel sayısı dikkate alınmaksızın ve sadece ilgili Derneğe nakdi yardım yapılmış olması iddiasıyla kamu zararı tespiti yapılmıştır. Halbuki, bu Derneğe yapılan aktarma karşılıksız olmadığı gibi nakdi yardım (bağış) hüviyetinde de değildir. Somut olayda, mevzuata aykırı usul ile Belediyenin temizlik ve diğer hizmetlerinde Dernek personelinin çalıştırılması söz konusudur. Bu haliyle de, İdare uygulamasının kamu zararı sonucunu doğurmadığı, ancak İdari inceleme ve teftiş konusu olabileceği düşünülmektedir.
5018 sayılı Kanun’un 71’inci maddesinin birinci fıkrasında;
“Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır.” hükmü,
6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun “Sorumlular ve sorumluluk halleri” başlıklı 7’nci maddesinde de;
“(1) Bu Kanunun sorumlular ve sorumluluk halleri uygulamasında; 5018 sayılı Kanun ve Sayıştay denetimi ile ilgili diğer kanunlarda belirtilen sorumlular ve sorumluluk halleri esas alınır.
(…)” hükmü yer almaktadır.
Ayrıca, 5189/1 sayılı Sayıştay Genel Kurulu Kararında da belirtildiği üzere, 5018 sayılı Kanun’a göre mali sorumluluğun şartları şöyle sıralanabilir:
- Kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem, eylem bulunmalıdır.
-Ortada bir kamu zararı olmalıdır.
-Mevzuata aykırı karar, işlem ve eylemle zarar arasında bir illiyet olmalıdır.
Bu durumda, her kamu zararının kasıt, kusur veya ihmalden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem, eyleme dayadığında kuşku bulunmamakla beraber; somut olayda olduğu gibi bazı durumlarda, mevzuata aykırı bir karar, işlem, eylemin de kamu zararı sonucuna yol açmayabileceğinin kabulü kamu zararı mevzuatına uygun düşecektir.
Her ne kadar, somut olayda İdarece kullanılan yöntem, kamu görevlisinin kusur veya ihmalinden kaynaklanan mevzuata aykırı işlem niteliğinde olsa da, sonuçları itibarıyla bir kamu zararı sonucuna yol açtığını ifade etmek mümkün olmamaktadır. Zira, Daire ilamına konu edilen uygulamada Belediyenin hizmet alanı, mevcut personel sayısı ve ihtiyaç duyulan personel sayısı üzerinden bir analiz yapılmamış olduğundan, konunun yargı raporundaki sunuluş biçimi itibarıyla kamu zararı oluştuğunun kabulü, doğru olmayacaktır.
Daire ilamına konu edilen nakdi aktarma Belediyenin zorunlu temizlik ve diğer hizmetleri için yapılmıştır. Kaldı ki, söz konusu hizmetlerin Belediyenin mevcut personeli ile yapılamayacağı açık olduğu gibi, bu hizmetler için çalıştırabilecek Belediye Şirketi işçisi de olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, Derneğe yapılan aktarmaların fiili durum dikkate alınmaksızın bağış kapsamında değerlendirilmesi isabetli değildir. İdarece yapılan ödemelerin; kanuni usule uyulmadan temin edilen hizmet için yapılmış olsa da, kamu bütçesinden karşılıksız yapılan bir aktarma olmadığından kamu kaynağında azalmaya neden olduğundan bahsedilemez.
Bu itibarla, Derneğe, Belediyenin temizlik/çöp toplama hizmeti ve diğer hizmetleri karşılığı yapılan ödemeler kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olmadığından Daire İlamındaki tazmin hükmünün kaldırılması uygun olacaktır.
Üye …
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin görev ve sorumlulukları” başlıklı 14’üncü maddesinin (a) fıkrasında; temizlik ve katı atık hizmetlerini yapmak veya yaptırmak,
Belediyenin yetkileri ve imtiyazları başlıklı 15’inci maddesinin (a) fıkrasında; “Belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla her türlü faaliyet ve girişimde bulunmak.”
(g) fıkrasında; “Katı atıkların toplanması, taşınması, ayrıştırılması, geri kazanımı, ortadan kaldırılması ve depolanması ile ilgili bütün hizmetleri yapmak ve yaptırmak.”
Belediyenin görev, yetki sorumluluk ve imtiyazları arasında sayılmıştır.
Yine 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 75’inci maddesinde; dernek ve vakıflarla ortak hizmet projeleri gerçekleştirebileceği belirtilmiştir.
... Belediyesinin; fiilen çalışan 5 adet memur, 2 adet sözleşmeli, 2 adet de geçici işçi ile hizmetlerini yürütmeye çalıştığı, 50 adet memur ve 28 adet işçi kadrosunun halen boş olduğu anlaşılmaktadır.
Hizmet alanlarına bakıldığında: İlçe merkezi, müzeler, parklar, mahalleler ve diğer mesire alanlarının temizlenmesi hizmetleri; mevcut temizlik ve diğer araç parkı değerlendirildiğinde sadece şoför olarak 15 adet personele, toplamda 70’e yakın personele ihtiyaç olduğu anlaşılmaktadır.
Mevcut personel ile belirtilen hizmetlerin fiilen yerine getirilmesinin mümkün olmadığı aşıklardır. Böyle bir durum hayatın olağan akışına aykırıdır.
Belediyenin görevleri arasında sayılan hizmetleri; kamu yararına çalışan dernek statüsünde çalışan ... ilçesinde faaliyet gösteren ... Deneği bünyesinde istihdam edilen işçiler aracılığıyla yerine getirmeye çalıştığı, bu bağlamda işçilerin maaşlarının ödenmesi amacıyla ilgili derneğe aktarma yapıldığı anlaşılmıştır.
Ülkemizde böyle bir örneği bulunmamakla beraber; mevcut durumda belediye temizlik ve diğer hizmetleri ile ilgili olarak; belediye meclisinden karar almadan, ortak proje kapsamında bir protokol yapmadan, mülkiye amirinden izin alınmadan bu yönleri ile mevzuata aykırı olarak bir hizmet satın alınması söz konusudur.
5018 sayılı Kanunun 71’inci maddesinde kamu zararı; “… mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunması” şeklinde tanımlanmıştır.
Yapılan bu ödeme nedeniyle “Kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmamıştır.” Ödemler; belediyenin en temel görevlerinin yerine getirilmesi kapsamında alınan hizmet karşılığında ödendiği değerlendirildiğinden “Refi” gerektiği gerekçesiyle, çoğunluk görüşüne katılmıyorum.